14 Ekim 2009

Merengli pasta ile kurabiyelere kısa bir mola  

8 Yorum var



Kurabiye maceraları hala hızlı birşekilde devam etmekte. Hatta dün gece üşenilmeyip gece 2 farklı çeşit kurabiye pişirilmiş ve saat 10:30 civarlarında çayın yanında afiyetle test edilmiştir.

Sırada sanırım yazılmayı bekleyen 5 çeşit kurabiye daha var ama 2 adet arka arkaya kurabiye yazısından sonra bir pasta molası verelim diyorum. Bu pastayıda yeni keşfettiğim Tuz ve Biber dergisi'nın kekler etkinliğine gönderelim.

Dışı hafif sert içi yumuşak 2 bademli katman arası, mis kokulu bol kahve kremalı Dakuaz (orjinal adı Dacquoise). Makaron gibi yumurta akı ve badem unundan yapılıyor ama tadı biraz daha farklı . Ben daha çok acıbadem kurabiyesine benzetiyorum. Genelde dakuaz pastalarda badem yerine orjinal tarifinde de olduğu gibi fındık kullanılıyor ama ben bu sefer badem kullanmayı tercih ettim.

Bademli Dakuaz Pasta

Bademli Mereng Katmanı
(20 cm genişliğinde diskler için) -8 inch


  • 1.5 bardak kabukları soyulmuş ve fırınlanmış badem
  • 1 bardak şeker
  • 1.5 yemek kaşığı mısır nişastası
  • 4 adet büyük boy yumurta akı (3/4 bardak)
  • 1/2 çay kaşığı tuz
  • 1 tatlı kaşığı vanilya
Fırını 150C (300F) ısıtın. 3 ayrı pişirme kağıdına 20cm (8inch) genişliğinde yuvarlak bir çember çizin ve tepsiye ters çevirip yerleştirin.

Mutfak robotuna 1 bardak şeker, badem ve nişastayı koyup un haline gelene kadar öğütün.
Ayrı bir kapta yumurta beyazlarını tuz ile birlikte kar gibi köpük haline gelene kadar çırpın. Ardından robotun hızını azaltıp yavaş yavaş şekeri ekleyerek yumurta akı sert ve parlak bir kıvama gelene kadar çırpın. Geniş bir silikon spatula ile bademli karışımı yavaşça yumurta akına karıştırarak bütünleşmesini sağlayın.

Kremayı geniş bir krema ucunu ile çizdiğiniz çemberin içine geniş tarafından başlayarak içe doğru yuvarlak şekilde sıkarak yayın. 3 ayrı tepsi içinde aynı işlemi yapın. önceden ısınmış fırında yaklaşık 25 dk. pişirin. Fırın ısısı değişebileceği için yanmaması için 20 dk. 'dan sonra kontrol etmeyi unutmayın.

Mocha Kahve Kreması


  • 1/2 bardak yumurta beyazı (3 veya 4 adet)
  • 1 bardak şeker
  • 350 gr tereyağ ( 3 sticks)
  • 2 yemek kaşığı sıcak suyun içinde çözülmüş 2 yemek kaşığı neskafe (instant espresso)

Yumurta ve şekeri ısıya dayanıklı bir kaba koyup ocağın üzerinde içinde sıcak su dolu bir kabın üzerinde şeker eriyene kadar benmari usulü yaklaşık 3 dk. çırpın. Ardından ocaktan indirip mixer ile karışım soğuyana kadar iyice çırpın. Beyaz hacimli ve parlak bir kıvama gelecektir. Ardından azar azar oda ısındaki yağı ekleyiğ çırpmaya devam edin. Yağ çırpılırken sanki kesilmiş gibi görüntü alabilir ama durmadan çırpın ve pürüzsüz bir krema kıvamına gelince soğuk olan kahveli karışımı ekleyin. Özdeşene kadar tekrar çırpın . Önemli bir not, kahveniz mutlaka soğuk olmalı sıcak kahve kremanın kıvamını bozup sıvılaştırır.

Kremayı 3 eşit şekilde ayırın. Bademili mereng katmanını tabağa koyun. Kremanın ilk 1/3'ünü katmanın üzerine sıkma torbası ile yayın. İkinci mereng katmanını koyun. Kalan diğer 1/3 kremayı yayın ve en son mereng katmanını üzerine koyun. Geri kalan kremayı da pastanın kenarlarına sıvayın. Pastanın üzerinde krema kullanılmıyor sadece pudra şekeri serpiliyor. En son olarak krema ile kaplı kenarlar minik parçalanmış badem ile döşenir ve dolaba kaldırılır.

Afiyetle yenir.








Yazının devamı...
12 Ekim 2009

Kurabiye Kutusu: Cevizli  

8 Yorum var


Eğer Amerika'da yaşıyorsanız ve sadece lokal haber kanallarını izliyorsanız, tüm dünya barış içinde hiç sorun yok nekadar güzel diyebilirsiniz. Burası kocaman bir ada gibi, dünyadan birhaber.

2 gün öncesinin ana haberlerinde ilk sırada yer alan en önemli haber.

" Tom Cruise Charles River'da koşarken görüntülendi. Cameron Diaz Boston'un en meşhur lokantalarından birinde yemek yedi. Film çekimi yüzünden trafik 1-2 saat araçlara kapatıldı."


Bu haftanın kurabiyesi Cevizli...

Eğer bir ceviz sever iseniz yapmazsanız üzülürsünüz. Benden söylemesi...


Cevizli Kurabiye

  • 3/4 kap tereyağ
  • 1/2 kap pudra şekeri
  • 1 yumurta
  • 2 yemek kaşığı su
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1+1/2 kap Un
  • 1 tatlı kaşığı kabartma tozu
  • 1/2 kap dövülmüş ceviz

üzerine
  • 1 yumurta
  • 1/2 kap kahverengi şeker
  • 1/2 kap toz haline gelmiş ceviz
Kurabiye tepsisine pişirme kağıdını serin. Mutfak robotuna (bıçaklı olan ) yağı ve pudra şekerini koyup yaklaşık 2 dk. karıştırın. Ardından yumurta, su, tuz, kabartma tozu ve unun yarısını ekleyip tekrar 2 dk. karıştırın. Kalan unu ve dövülmüş cevizi ekleyip 1-2 dk. daha hamur birleşene kadar karıştırıp şeffaf folyoya sarıp dolapta min 30 dk. bekletin.

Fırını 375F (180 C) ayarlayıp ısıtın. Hamuru hafifçe unlanmış tezgahta yaklaşık 3-4 cm. çapında uzun bir rulo haline getirin. Tekrar sarıp 15dk. buzluğa kaldırın. Kahverengi şekeri ve toz halindeki cevizi karıştırın. Rulo halindeki hamura çırpılmış yumurta sürüp , bu karışıma bulayın. (Ben folya kağudının bir tarafına uzunlamasına bu karışımı döküp kağıdın yardımıyla ruloyu yuvarlayarak buladım)

Keskin bir bıçakla rulodan 1 cm kalınlıında kurabiyeler kesin. Tepsiye yatay dizin ve üzerlerine tekrar yumurta sarısı sürüp cevizli karışımdan serpin.

Yaklaşık 15 dk. önceden ısınmış fırında pişirin. Pişirme süresi fırının özelliğine göre değişebilir.

Yaklaşık 1 hafta tazeliğini korur.

Kaynak: Artisan Patisserie,Avner Laskin


Yazının devamı...
03 Ekim 2009

Kurabiye kutusu  

4 Yorum var


Kurabiyeler... Bu sıralar evde en çok rağbet gören lezzetler.

Evimizde kurabiye canavarları fazlalaşınca artık en çok yapılması istenende çeşit çeşit kurabiyeler oluyor. Genelde yulaflı ve klasik kurabiyeler yapıyordum ama artık yeni şeyler denemenin zamanı geldi. İnşallah herhafta Kurabiye Kutusu başlığı altında yeni bir kurabiye tarifini sizlerle de paylaşmayı hedefliyorum. Şimdiden kafamda enaz 7-8 çeşit kurabiyeyi belirledim bile.

İlk kurabiye denemesi için klasik bir kurabiye seçtim. Sugar cookies olarak adlandırılan bu lezzetli kurabiyeler genelde pudra şekeri ile hazırlanıp renklendirilen bir çeşit krema (royal icing) ile süslenir. Her yemek kitabında mutlaka yerini alan bu kurabiyelerin tarifinde de farklılıklar oluyor mutlaka. Daha önce bir-iki farklı bu tarz kurabiye tarifi denemiştim. Ama gevrek ve kahverengi şekerin verdiği farklı bir lezzeti olan bu mis gibi portakal kokulu kurabiyeler bizden tam not aldı ve 2 gün içinde yok edildiler ... :)

Nutella ile denemeniz ısrarla tavsiye edilir......

Portakal Kokulu klasik şeker kurabiyeler (Sugar Cookies)

  • 170gr. soğuk tereyağ
  • 2 kap Un
  • 1 portakal kabuğu rendesi
  • 2/3 kap kahverengi şeker (açık renkli)
  • 1 yumurta sarısı

  1. Un,yağ ve portakal kabuğu rendesi ekmek kırıntısı görüntüsü alana kadar mutfak robotunda karıştırılır. Şeker ve yumurta sarısı eklenir ve malzemeler birbiri ile özdeşene kadar tekrar karıştırılır.
  2. Hafif unlu tezgaha alınıp yumuşak hamur haline gelene kadar elimizle yoğurulur. Şeffaf folyo kağıdına sarılıp dolapta yarım saat dinlendirilir.
  3. Fırın önceden 175C (350F) da ısıtılır. Hamur iki şeffaf folya arasında veya hafif unlu tezgahta açılır ve istenilen kalıplarla kesilir. Yaklaşık 12-15dk pişirilir.
  4. Soğuduktan sonra istenirse pudra şekeri ile hazırlanan krema ile süslenir.



Yazının devamı...
14 Eylül 2009

Canım Çekti : Dobos Torte  

4 Yorum var

Yeni bir etkinlik ve yepyeni güzel tarifler. Renkli kurabiyeler, Zülbiye'nin ev sahipliğini yaptığı yaman etkinliklerin konusu hep yapmayı düşünüpte fırsat bulamadığımız bir lezzeti paylaşmak. Tarifler inanılmaz güzel olucak inanıyorum . Bende hernekadar resim istediğim gibi çıkmasada lezzeti ile ailecek bizden tam puan alan Dobos Torte ile katılmak istedim.

Dobos Torte , vanilyalı sünger keki , çikolatalı yoğun ara kreması ve ayrı bir lezzet katan karamel katı ile Macar'ların ünlü bir pastası. Aslında orjinalinde en üst katı, karamel ile kaplanmış kek parçaları ile süsleniyor. Fakat ben karamelli kek yerine fıstıklı krokan yapıp süsledim ve bence daha lezzetli oldu. Dobos torte orjinalinde 5 katlı. Kek katları tek tek pişiriliyor. Yani kalın yapıp ikiye hatta üçe böleyim olayı yok :) Ben üst katını karamel ile kullanmayıp kekin 6.katı olarak değerlendirdim. Sonra bir altı katı daha ara kreması sürüp üst üste koydum. Yani toplam olarak 12 kat kek 12 kat krema ile hım hım hım bir pasta diyebilirim. Ben, lezzetini arttırayım diye düşünürken aslında fotografik açıdan biraz da hatalı bir işlem yaptım. Sünger keki espresso kahve ile ıslattım, buyüzden ara kreması ile kek karmaşık bir görüntü oluşturdu. Kek katları net bir çizgi olmadı ama kahvenin kattığı lezzet herşeye bedeldi.

Tarif Rick Rodgers'in Kaffeehaus: Exquisite Desserts from the Classic Caffés of Vienna, Budapest, and Prague. kitabından. Viyana, Budapeşte ve Prag 'ın ünlü kafelerinden seçme tariflerin verildiği güzel bir kitap.

Dobos Torte

Sünger Kek

  • 6 büyük yumurta (sarıları ve beyazları ayrılmış)
  • 1+1/3 kap pudra şekeri
  • 1 tatlı kaşığı vanilya
  • 1 kap ve 2 yemek kaşığı kek unu
  • 1 tutam tuz
Yumurta sarıları, vanilya ve 2/3 kap şekerle mixerde açık sarı ve kıvamlı olana kadar çırpılır. Ayrı bir kapta beyazları kalan şekerle birlikte kar haline getirilir. Sarılar ve beyazlar yavaş yavaş karıştırılarak birleştirilir. Köpüğün söndürülmeden yapılması kekin kabarması için önemli. Kek kalıbı için 6 yağlı kağıt hazırlanır ve kekler 6 saferde önceden ısıtılmış 200C fırında yaklaşık 5-6 dk. pişirilir.

Çikolatalı Krema
Kitapta çikolata için farklı bir tarif veriliyor. Ama bu yağlı krema bence çok daha lezzetli olmuştu.
  • 110 gr (4 oz) bitter çikolata
  • 4 yumurta
  • 1 kap şeker (200gr)
  • 250 gr yumuşak tereyağ
Çikolata benmari usulü eritilir. Ayrı bir kapta yumurtalar şeker ile açık renk olana kadar çırpılır. Daha sonra benmari usulü ocağın üzerinde yumurtalar koyu kıvamlı ve açık renk olana kadar çırpılıp pişirilir. Ardından çikolata eklenir ve 1-2 dk daha karıştırılır.

Krema soğuduktan sonra - burası önemli sıcak veya ılık olursa krema gibi değil sos gibi olur - yumuşak tereyağ tek tek eklenerek mixerde karıştırılıp krema kıvamına getirilir.

Hazırlanması

İlk kek tabağa konulur. Espresso kahve ile ıslatılır. Çikolata kreması sürülür. İkinci kat konulur tekrar ıslatılır ve krema sürülür. Bu şekilde tüm katlar hazırlanır. Kalan krema ile pastanın etrafı kaplanır ve üstüne krokan parçaları serpiştirilir.

Afiyet olsun.


Yazının devamı...
31 Ağustos 2009

Papatya Cupcake  

4 Yorum var

"Babası bak bunlar benim merdiven kemiklerim."

Hadi tahmin edin bakalım bu hangi kemiklerimiz... Tabiki Kaburga kemiklerimiz.

Herhalde kırk yıl düşünsem bu tarif aklımın ucuna bile gelmezdi. Ama benim miniğim için bu yaratıcı tanımlar ilk değil. Hergün onunla birlikte bazı şeyleri yeniden keşfediyorum. İnanılmaz bir duygu ve ne olur çabucak büyüme miniğim diyorum ama nafile. Zaman durmuyorki yerinde...

Bu kap kekler 16 yaş doğum günü için hazırladığım doğum günü keklerinden birtanesi. Büyük bir doğum günü pastası yerine katılacak kişi sayısı kadar benden 3 çeşit minik kekler hazırlamamı istediler. Bende nezamandır bu keklerden yapmayı düşünüyordum ve harika bir fırsat oldu. Üzeri vanilya kremalı (buttercream), içi limon curd dolgulu minik limonlu kekler. Keklerin parti sonuna bile kalmadan hemen bittiğini söylediklerinde çok mutlu oldum.

Not: Bu minik kekleri sevgili Burcu'nun YE#50 Once goze sonra damaga etkinligine gonderiyorum.


Yazının devamı...
21 Ağustos 2009

Brioche  

3 Yorum var

HAYIRLI RAMAZANLAR

Geçen yazımda Brioche(briyoş) tarifini verememiştim. Uzun bir tarif olduğu için ancak şimdi yazmaya vakit bulabiliyorum. Bu son derece lezzetli olan ekmeği ben daha çok haftasonları kahvaltı sofralarının vazgeçilmezi olarak nitelendiriyorum. Çünkü normal ekmeklerden daha farklı bir lezzeti ve dokusu var.

Her şefin nerdeyse bir brioche tarifi mutlaka oluyor. Benim yemek kitaplarımda da nerdeyse hepsinde bir tane tarif var. Ben bu sefer Richard Bertinet'in Crust adlı kitabındaki tarifi denedim ve gayet başarılıydı. Zamanla diğerlerinide deneyip farkları inşallah burada paylaşmayı istiyorum.

Tarif uzun ve benim minik öğle uykusundan uyandı vakit kısa hemen yazmaya başlıyorum.


Brioche
tarif Richard Bertinet 'in Crust kitabından alınmıştır.

Malzemeler
  • 500gr Ekmek unu (3+3/4 cup)
  • 50 gr. şeker (1/4 cup)
  • 15gr. yaş maya
  • 10gr. tuz
  • 6 yumurta
  • 250 gr. soğuk tuzsuz tereyağ
Not: Ben hamur yoğurabilen mutfak robotumu kullandım. Robotunuz yoksa aynı şekilde elinizle de yoğurabilirsiniz.

Un,şeker,maya ve tuzu yoğurma kabına alın. Karıştırıp ardından yumurtaları ekleyi
n ve iyice birbirleri ile özdeşene kadar yoğurun. çok yapışkan bir hamur sakin fazla un ilave etmeyin. Yoğurdukça daha kıvamlı bir hale gelecektir.

Ardından yağı ekleyip yoğurmaya devam edin. Hamur ipek gibi elastik bir hale gelene kadar yoğurun. Tezgahınızı hafifçe unlayıp hamuru koyun ve hafifçe etrafını unlayıp üzerini kapatıp yaklaşık 2 saat dinlendirin.

Hafif unlanmış tezgahta hamuru tekrar yoğurun ve top şekline getirip üzerini örtüp serin bir yerde yaklaşık 12-14 saat dinlendirin.

Hamuru tekrar oda ısısına gelince yoğurun ve minik 7 adet top şekline getirin. İsterseniz varsa brioche kaplarına yada muffin kabına tek tek şekil vererek koyun. Yada uzun bir kek yada ekmak kabına yine minik parçaları birleştirip yerleştirin. Üzerini kapayıp 2.5 saat daha kabarmasını bekleyin.

Hamur mayalanmaya başlarken fırını 190C/400F ısıtın. Yumurta sarısını sürüp üzerleri altın sarısı olana kadar pişirin.


Yazının devamı...
18 Ağustos 2009

Uçsuz Bucaksız Okyanus  

1 Yorum var

Sıcaklar inanılmaz. Klima ile aramız hiçbirzaman iyi olmadı ve kullanmayı sevmediğim halde bugün dayanamayıp azda olsa ev biraz serinlesin diye açtım. Ama bu sıcaklara klimada pek fayda etmedi. Yağmur yağarken artık yaz gelsin diye hayıflanıyorduk şimdi de ahh bir yağmur yağsada serinlesek diyoruz. İnsanoğlu işte hiçbirşeyden memnun kalamıyor...

Ama olsun bu yazın en güzel kısmı deniz olayı. Benim miniklerim bu işten fazlasıyla memnun. Geçen haftasonu denizi deneyelim belki ısınmıstır dedik. İyiki de denemişiz. Deniz suyu inanılmaz güzeldi. Kızlarımı denizden çıkaramadım. Hele en miniğim, denize doğru dolu dizgin emekleyerek bir gidiyor tutabilene aşkolsun. Dalgalar bile vız geliyor valla. Göl güzel oluyor ama yinede yaklaşık 2 saatlik yol olsa bile deniz herşeye bedel bence. Upuzun kumsal, tuzlu suyun tadı ve muhteşem dalgalar... İnsana huzur veriyor gerçekten. Yaz burada ne yazıkki çok kısa sürüyor , haberleri dinledim de haftaya yağmur bekleniyormuş. Şimdi nedenir bilmiyorum, sevinmeli mi üzülmelimi. İnşallah 2-3 sefer daha denize gitmek kısmet olur nediyim.

Aslında yazıya başlarken başdöndürücü bir lezzeti olan , içinde bol miktarda yumurta ve yağ içeren bir fransız ekmeği Brioche (briyoş diye okunuyor) tarifinide yazacaktım. Ama saat nerdeyse gece 12:50 olunca bu uzun tarifi yazmaya pek fırsatım kalmadı. İnşallah haftasonuna kadar tarifi eklemeye çalışacağım. Şimdilik bu güzelliğin resmini sizlerle paylaşayım...





Yazının devamı...
05 Ağustos 2009

Sonbaharla birlikte Etkinlikler  

0 Yorum var

Mutfaklardaki gizli şeflerle tanışmamızı sağlayan Ayın Şefi etkinlikleri tekrar başlasın mı, nezaman başlasın derken aylar akıp gitti. Hatta artık başlamasın bile diye düşündüğüm bu etkinlik oysa ne kadar inanılmaz ve yaratıcı tariflere evsahipliği yapmıştı. Ben 2 ufaklığın yoğunlugundan bu güzel etkinliğe yeterince ilgi gösteremedim. Bu yüzden etkinliği yeni evsahipleri ile devam ettirmek en güzeli.

Dilerim ki malzemeler ve etkinliğe heyecan getirecek yeni süprizler yeni ev sahipleri ile birlikte belirlensin. Tarifler önce evsahiplerinde sonrada ayınşefi adresinde arşivlensin.

"Ayın Şefi" etkinliğinde evsahipliği yapmak isteyen arkadaşlar detaylı bilgi için bana email yoluyla ulaşabilirsiniz.

amirigulden@gmail.com

Süprizlerle dolu yaratıcı etkinlikler olmasi dileğiyle...

Yazının devamı...

01 Ağustos 2009

Yağmurlu günlerin ardından  

5 Yorum var

Sıcak ama cok sıcak bir C.tesi sabahı artık bloguma bir şeyler yazmanın zamanı gelmiş diyerek oturdum bilgisayarımın başına. Yazacak ve verilecek o kadar fazla tarif varki ama sıcaklardan mı yoksa 2 afacanın vermiş olduğu yorgunluktan mı bilmiyorum birtürlü başlayamadım. Başladım ,şimdi başlamasına da umarım sonunu getirebilirim hayırlısıyla :)

Geçtiğimiz ay evimiz cıvıl cıvıldı. İstanbul dan gelen yeğenim ve yakın arkaşı bize 1.5 aylığına misafir oldular. Anlayacağınız birden 4 tane kızım oluverdi. Yoğun ve bir o kadar eğlenceli günler geçirdik. Ama sayılı günler çabucak geçiverdi bile. Şimdi onlar İstanbul'un sıcak günlerinde denizin tadını çıkara dursunlar bende minik kızlarımla sıcaktan terlemeye devam. Boston'a sıcaklar biraz geç geldi ama şimdi keşke yağmurlu günler daha uzun devam etseydi diye düşünmüyor değilim. Deniz hala çok soğuk olduğundan burada göle gidiyoruz ve sadece hafta sonları. Benim minikleri suyu görünce çılgınlar gibi eğleniyorlar. 9 aylık olanı kumları yemekten vazgeçse daha mutlu olucam tabii...Buyüzden haftasonunu iple çekiyoruz ama bu hafta sonu neyazıkki babamızın işi olduğu için evdeyiz :( İnşallah haftaya diye duacıyız...

Geçen ay nerdeyse herhafta yeğenimin çok sevdiği bu kurabiyelerden pişirdim. Bir Amerikan klasiği olan bu kurabiyeler hakikaten hemen hemen bütün yaş grubundaki insanların favorisi. Bir çok farklı tarifi ve yapılma yöntemi var ama ben ençok bu tarifi seviyorum. Bol çikolatalı oldumu da tadına doyum olmuyor gerçekten.

Burada kullanılan yağlar biraz farklı. İçinde daha az su miktarı bulunduruyor ve gram olarak Türkiye'dekilerden daha az miktar kullanıyorum.
Ben heriki ölçüyü de veriyorum. Ayrıca bütün tariflerimde olduğu gibi ölçü kapları kullanıyorum.

Parça Çikolatalı Kurabiyeler

Malzemeler

250gr. tereyağ (2 stick)
2 +1/4 kap Un
1 tatlı kaşığından az tuz (teaspoon)
1 tatlı kaşığı karbonat (teaspoon)
1/4 kap şeker
1+1/4 kap esmer şeker
1 yumurta
1 yumurta sarısı
2 yemek kaşığı süt
1 tatlı kaşığı vanilya
2 kap parça çikolata

Yapılışı

Yağı ocakta eritip şekerleri ekleyip iyice çırpın. Ilındıktan sonra tek tek yumurtaları, sütü ve vanilyayı ekleyin. Ardından un ve karbonatı ilave edin. En son parça çikolataları da ekleyip son bir kere karıştırıp hamuru dolaba kaldırın. Fırını 185C (375F) ısıtın. Yaklaşık yarım saat sonra dolaptan çıkarttığınız kurabiyeleri yumurta büyüklüğünde olacak şekilde top haline getirin. Kağıt serili tepsiye 6 adet dizip üzerlerini hafifçe bastırın ve fırında yaklaşık 14 dk. pişirin. Fırın ayarları faklılık gösterebilir buyüzden 14 dk. kontrol edin ve kurabiyelerin altları pişene kadar pişirmeye devam edin.

Yanında ılık bir süt ile televizyon karşısında keyfini çıkarın. Afiyet olsun.


Yazının devamı...
15 Mayıs 2009

Çatal  

4 Yorum var

Çok ama çok uzun zaman önce yaptığım bu güzelim çatalları nedense yayınlamayı unutmuşum. Oysa bugüne kadar yaptığım en lezzetli çatal bunlardı ve yapıldıkları gün bittiler. Birçok tarif denedim hepsi birbirine benziyor ama benim pastanedekilere benzemeli takıntım yüzünden hep unutulup bir daha yapılmıyorlar. Aynı pastanedekilerin lezzeti ve gevrekliği ile bu güzeller tarif defterimde yıldızlarıyla yerini almayı hakediyorlar.


Tarif Oktay Usta'ya ait. Ben sadece yağ miktarını biraz azalttım. Burada kullandığım yağlarda su miktarı daha az ve yoğun olduğu için biraz daha az kullanmayı tercih ediyorum.


  • Malzemeler
  • 114 gr. yumuşak tereyağ (orjinali 125gr.)
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 1 çay bardağı su
  • 1 yemek kaşığı mahlep
  • Yarım limonun suyu
  • 1 pk. kabartma tozu
  • 1 yumurta sarısı(üzerine)
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 3 ölçü kabı Un

Hazırlanışı


  1. Fırını 180C (360F) ısıtın. Kabın içine oda sıcakklığında yumuşamış tereyağ, sıvıyağ, su ve mahlebi koyun. Ayrı minik bir kabın içine kabartma tozunu koyup üzerine limonu suyunu ekleyip kabartın ve yağlı malzemelere ilave edin. Unu ve tuzu da ekleyerek yumuşak bir hamur hazırlayın. 10 dk. hamuru dinlendirin.

  1. Hamurdan uzun çubuklar hazırlayıp S şekline getirip uçlarını birleştirin. Ben 4 uçlu olmasını sevdiğim için bir uzun çubuk daha ekledim. Üzerilerine yumurta sarısı ve çörek otu serpin ve önceden ısıtılmış fırında pişirin.

Afiyetler olsun...



Yazının devamı...
29 Nisan 2009

Mini Popkek  

12 Yorum var

"Anne bu kek değil.

Anne bu çikolataaaa.

Yok ama bu kek mi ? "

Canım kızım yediği bu minik şeylerin tam olarak ne olduğuna bir türlü karar veremedi. Kek mi ? Yoksa çikolata mı ? Büyük bir keyifle hala ne olduğunu anlayamadığı minik şeyi yedikten sonra geri kalan M&M çikolataların peşine düştü.

Nilay'ın etkinlik için seçtiği konuyu gördüğümde ne yapacağıma çoktan karar vermiştim bile. Bu popkekleri severek takip ettiğim inanılmaz yaratıcı olan Angie' nin sitesinde görmüştüm ama bir türlü yapmak fırsatım olmamıştı.

Evde daha 23 Nisan için yapıp ama resmini çekemediğim pastadan kalan yaklaşık bir bardak yağlı krema (buttercream) ve 5-6 dilimde çikolatalı kek vardı. Buyüzden hem kek hemde krema hazırlamama gerek olmadığı için harika bir zamanlama oldu. Süslemeleri içinde daha önceden almış olduğum Wilton' un şeker yapımında kullanılan renkli çikolatalarını kullandım.

Hem görüntüsü ve lezzeti , hemde evde kalan malzemeleri değerlendirmek açısından güzel bir alternatif oldu benim için.

Benim prensesim bu minik şeyleri çok beğendi umarım sizin içinde güzel bir fikir olmuştur.



Yazının devamı...
23 Nisan 2009

Valentino Çikolatalı Kek  

4 Yorum var


Tüm çocuklarımızın 23 Nisan Çocuk Bayrımını kutluyorum

Çikolatayı çok sevdiğimi artık cümle alem biliyor ve evde şimdi benim gibi çikolata delisi bir minik daha yetişiyor. Her yemekden sonra mutlaka cam kavanozdaki çikolatalardan yemeden sofradan kalkmıyor. Bazen yeter diyorum bugün yok ama "annecim lütfen sarı renkli çikolatayı verirmisin" diyince inanın dayanması imkansız oluyor. Birde yedikten sonraki o mutlu ve hertarafı çikolataya bulanmış hali...görülmeye değer....


Bu aralar yine çikolatalı tatlı denemeleri yaptım ve sanırım bir müddet çikolatalı birşey yemesem olur diye düşünüyorum.Bu keki ise Şubat ayında ingilizce bloğumda yayınlamıştım ve tadı hala damağımda desem inanırmısınız. İsmi neden Valentino diye sakın sormayın çünkü bilmiyorum. Tarifi yaratana sormak lazım olsa gerek.

Bir çok unsuz çikolatalı kek tarifi var ama bu gerçekten hem görüntüsü hemde lezzeti ile benim favori keklerim arasında yerini aldı bile. Yapımı son derece basit olan bu keki isterseniz minik kaplarınızda isterseniz tek bir kek kalıbında yapıp sunabilirsiniz. Birinin ortasını minik kalıpla açıp içine franbuaz koydum. Dondurma ile birlikte fotoğraflamak istemiştim ama ben fotoğrafı çekene kadar eridi. Diğerinde ise dondurmayı kalıp olarak üzerinde buzlukta dondurdum ve üzerini çikolata ile kapladım. Yaratıcılık tamamen size kalmış.
Şimdi gelelim tarife
Valentino Çikolatalı Kek

  • 454 gr. çikolata
  • 146 gr tuzsuz katı yağ -tereyağ
  • 5 yumurta (sarıları ve beyazları ayrılmış)

Çikolata ve yağı ısıya dayanıklı bir kaba koyup sıcak su dolu kabın üzerinde (benmari usulü) karıştırarak eritin. Çikolatayı soğuması için bekletirken yumurtaların sarılarını ve beyazlarını ayırıp ayrı kaplara koyun. Yumurta beyazlarını hafif sert kıvama gelene kadar çırpın teli havaya kaldırdığınızda kuş gagası dediğimiz bir şekil almalı. Ama fazla çırpıp kurutmayın yoksa kekde kuru olur. Diğer kapta yumurta sarılarınıda rengi açık sarı olana kadar çırpın ve ılınan çikolataya ekleyin. Ardından yumurta beyazlarınıda ekleyip spatula ile yavaş yavaş yumurta beyazlarının kıvamını söndürmeden karıştırın. Yağlanmış kalıba aktarın ve önceden ısıtılmış 190C (275F) fırında yaklaşık 20-25 dk. pişirin. Test için kürdanı batırıp kontrol edebilirsiniz. 10 dk. soğuması için bekleyin ve kalıpdan çıkartıp servis yapabilirsiniz.



Not: Küçük kalıplarda pişirecekseniz pişirme süresi daha kısa olucaktır.


Yazının devamı...
14 Nisan 2009

Uzakkose 2009 blog Ödüllerinde  

1 Yorum var


Ilk defa bu sene sevgili İpek Aral Kişioğlu'nun siteme bıraktığı yorumu sayesinde haberdar olduğum Blog ödülleri 2009 yarışmasına katıldım. Yemek Kategorileri bölümünde bir çok güzel blog arkadaşımla beraber yarışacağız. Şimdiden heyecan sardı bile. Oylama için bu adrese tıklayıp kayıt olabilirsiniz. Eğer sitemi beğeniyorsanız beni oylarınızla yalnız bırakmayın olurmu ...

Bu güzel bisküviler genelde cheseecake (peykek) yaparken kullanılan burdaki ismiyle graham krakerler. Türkiye'de ise tam karşılığı olmasa bile Burçak bisküvi yada yulaflı bisküvilere benziyor diyebiliriz. Uzun zamandır bunları kendim yapmak istiyordum ama birtürlü fırsatını bulamamıştım. Taki canım cheseecake isteyinde hadi dedim fırsat bu fırsat tabanı için hazır graham kraker almadan kendim yapayım. İyiki yapmışım inanın hazırlarından daha lezzetli gevrek bisküvilerim oldu. Hemde kullandığım malzemeler sayesinde gönül rahatlığıyla kızıma yedirebileceğim gayet sağlıklı kıtır kıtır bisküviler. Benim miniklerim şimdi öğle uykularından uyandılar ve tarifi yazmak artık akşama kaldı.

Akşama dedim ama yine 2 gün geçti bendeniz ancak bilgisayar başına geçip tarifi yazmaya fırsat bulabiliyorum. Hadi vakit kaybetmek yok tarif bizi bekler...

Graham Krakerler

1/2 bardak Un
1 1/4 bardak tam buğday unu (kepekli un)
1/2 bardak çavdar unu (veya tam buğday unuda koyabilirsiniz)
1/2 bardak şeker
1 tatlı kaşığı kabartma tozu
1/2 tatlı kaşığı karbonat
1 çay kaşığı tuz
1/2 çay kaşığı tarçın
113 gr (1 stick) soğuk tereyağ
2 yemek kaşığı bal
2 yemek kaşığı pekmez
1/4 bardak soğuk su
1 tatlı kaşığı vanilya

Not: Bardak olarak hazır ölçü kaplarını kullanıyorum.

Rondo'nun içine (büyük boy olanı) kuru malzemelerin hepsini koyup karıştırın. Ardından soğuk tereyağı ekleyin ve kum gibi bir kıvama gelene kadar karıştırın. Ardından bal, pekmez ve suyu ekleyip yapışkan bir hamur hazırlayın.

2 adet yağlı kağıt arasında 2cm kalınlığında açın ve dolaba kaldırıp enaz 1 saat bekletin. Pişirmeye yakın fırını 180C ısıtın. Dolaptan çıkarttığınız hamuru yaklaşık 1 cm kalınlığına gelene kadar açıp inceltin. İstediğiniz kalıplarda kesip yağlı kağıt ile birlikte veya yaşlanmış tepsiye dizin. Üzerlerine çatal ile delikler açıp ısıtılmış fırında yaklaşık 15 dk. pişirin. Fırın ısısı değişebileceği için yanmamasına dikkat edin.

Afiyet olsun...


Yazının devamı...
30 Mart 2009

Çikolata ve biberin gizemi  

3 Yorum var

Sonunda evet sonunda bir culinary okulunda açılan kurslardan birine katılmaya vakit bulabildim. The Cambridge School of Culinary Arts okulunun Mart ayındaki çikolata kursu . Ehh benim gibi bir çikolata delisinin katılacağı ilk kursda doğal olarak çikolata yapımı kursu olurdu ancak. Çeşit çeşit trufle, sufle ve mousse yapımının anlatıldığı kursun sonunda yapılanların tek tek tadına baktık doğal olarak. Uzun zamandır bu kadar çok çikolatalı tatlı yememiştim ve nerdeyse miğde fesadına uğrayacaktım. Kursdan çok fazla şey öğrendim demeyi isterdim ama sadece 2-3 güzel trufle tarifine sahip olmanın dışında çok eğlenceli geçti diyebilim. Birde fotoğraf çekmeyi akıl edebilseydim daha güzel olucaktı ama çikolataların içine girince fotoğraf aklıma bile gelmedi desem :)

Tariflerin içinde en farklı lezzete sahip kırmızı toz biberle yapılan bu truflerdi. Çikolata ile acı biber sıkça kullanılan bir ikili. Hatta Ayın Şefi etkinliğinde de kullanılmıştı.

Trufu yediğinizde acı tadı ilk önce farketmiyorsunuz fakat sonuna doğru damağınızda yavaş yavaş hissetmeye başlıyorsunuz. Acılık oranını kullandığınız çikolata türüne göre ayarlayabilirsiniz. Trufler ayumuşak ve ağızda eriyen bir kıvamda olması için temperlenmemiş çikolata ile kaplanıyor.

Kırmızı Biberli Trufler
Malzemeler
  • 1/2 su bardağı sıvı krema
  • 255 gr. çikolata
  • 226 gr. eritilmiş ve soğutulmuş tuzsuz katı yağ
  • 1/2 yada 1 tatlı kaşığı kırmızı toz biber (cayenne )
üst kaplaması için
  • 900 gr. çikolata
  • beyaz çikolata
Krema ocakta kaynatılır ve ılınması için bekletilir. Ayrı bir kapta çikolata minik parçalara ayrılır ve sıcak su dolu bir kabın üzerine konularak eritilir. Bu eritme işleminin ocak üstünde yapılmaması gerekiyormuş. Çünkü çikolata çok çabuk yanabilirmiş. Eriyen çikolatanın içine yağ ve biber eklenip karıştırılır.
Çikolata karışımı ılınk krema ile iyice karıştırılır ve üzeri kapatılarak kıvamı gelene kadar yaklaşık 45dk. dolapta soğumaya bırakılır. Daha hızlı soğutmak isterseniz buz dolu bir kabın içine kayup kıvamını bulana kadar karıştırabilirsiniz. Fakat bu durumda kabın değen tarafları çok çabuk soğuduğu için kabın içinden çıkarıp karıştırmanız sonra tekrar kaba geri koymanız gerekir.
Trufler istenilen büyüklükte hazırlanıp bir tepsiye dizilir ve yaklaşık 1 saat donrdurucuya atılır.
Üst kaplaması için sıcak su dolu kabın üzerinde ayrı bir kabın içerisinde çikolata eritilir ve donmuş olan trufler tek tek çikolataya bulanır. Tepsiye konulur ve en son üzerlerine eritilmiş beyaz çikolata ile süsleme yapılır ve dolaba kaldırılır.


Yazının devamı...
11 Şubat 2009

Elmalı Pay  

7 Yorum var


Zaman ne çabuk geçmiş yine. Sayfamda portakallı kremayı görmekten ben bile sıkıldım. Ama birtürlü zaman bulupda tarif yazamamıştım. Resimleri çekiyorum sonra vakitsizlikten oturup tariflerini yazamıyorum. Daha düzenli ve programlı olmalıyım aslında diyeceğim ama 2 ufaklıkla bunu yapmak neyazıkki çoookkk zor. Zamanımın çoğunu miniklerim ile geçiriyorum. Bazen yemek yapmaya bile vakit bırakmıyorlar inanırmısınız. Canım annem yemekleri akşamları yapmalısın diyor ama çocuklar uyudıktan sonra üzerime bir ağırlık çöküyor ve oturup kalıyorum çoğu zaman. Ehh böyle oluncada günler sanki hiçbirşey yapmadan geçip gidiyor. Neyse az laf çok iş misali biran önce yazımı tamamlayayım. Yoksa yine tarifi yazamadan vakit geçecek.

Bu güzel payın tarifi çok sevdiğim bir arkadaşıma ait. Zeynep'cim bu tatlıyı her yaptığında kendimi üçüncü dilimi yememek için zor tutardım. Hafif mayhoş tadı olan elmalı kurabiye ile pay arasında çok lezzetli bir tatlı. Tarifi ilk verdiğinde hamurun içinde şeker olmadığını görünce bir yanlışlık var zannetmiştim ama yapınca şekere kesinlikle ihtiyaç olmadığını sizde farkedeceksiniz. Eğer elmalı tadlardan hoşlanıyorsanız bence mutlaka denenmesi gereken tarifler listenize koymalısınız.

Eveeet, kızım kalk artık anne masadan demeye başladı bile... Biran önce tarife geçeyim yoksa yayınlayamadan listede beklemeye devam edecek.

Malzemeler

  • 4-5 adet elma
  • 1 çay bardağı toz şeker
  • 3 su bardağı Un
  • 1 pk. tereyağ
  • 1/3 bardak yoğurt
  • 1 pk. kabartma tozu
  • 1 çay kaşığı tarçın

Hazırlanışı

Elmaların 1 tanesini kabuklarıyla, diğerlerinin kabuklarını soyarak hepsini rendeleyin. 1 .ay bardağı toz şekerle birlikte yumuşayana kadar pişirin ve soğutun. Ben yeşil elma kullanıyorum daha lezzetli oluyor sanki.
Hamuru için diğer malzemeleri karıştırın. Çok yumuşak olmayan hafif sert bir hamur hazırlayın. Hamurun yarısını merdane ile açıp hafifçe yağlanmış uzun dikdörtgen borcama yayın. İçine elmalı malzemeleri koyun ve diğer hamuruda merdane ile açıp üzerine kapatın.

Önceden ısıtılmış 170C fırında pembeleşene kadar pişirin. Fırından çıkınca üzerine pudra şekeri serpin ve afiyetle yiyin.

Sevgiyle kalın.


Yazının devamı...
25 Ocak 2009

Ye41# : Portakal Kremalı Puding ve Makaronlar  

5 Yorum var

Portakal Agacı'ndan Hatice'nin ev sahipliğini yaptığı Portakal-ye etkinliğine katılmayı istiyordum ve güya cok önceden tarifi yapıp zamanında yayınlayacaktım. Ama zaman o kadar hızlı geçiyorki bu aralar benim için istediğim hiçbir işi zamanında yapamıyorum. Ne yapacağıma bile son dakikada karar verdim ve saate baktığımda Türkiye saati ile gece yarısı olmuştu bile. Bilgileri zamanında Hatice 'ye gönderemediğim için belki listesine eklememiş olabilir ama yinede tarifimi bu etkinlik adıyla yayınlamak istedim.

Etkinliğe değişik bir kek tarifi ile katılmayı planlıyordum. Sabah kahvaltısından sonra hemen keki hazırladım ve beklemeye başladım. Fakat kekde hiçbir kabarma belirtisi yoktu. 1 saat sonra kek aynen kalıba koydum şekli ile hiç kabarmadan fırından çıktı. İlk defa başıma böyle birşey gelmişti ve etkinliğe katılmak için yeni birşeyler yapmam gerekecekti. Etkinliklere hep son anda katılıyorum, bunu alışkanlık haline getirdim ve son anda mutlaka birşey oluyor. İşte yine oldu ve ben hala akıllanamadım. Neyse vaktim pek olmadığı için hafif ama bir o kadar da lezzetli bir puding ile katılayım bari dedim.

Puding 2 farklı tatdan oluşuyor. Yoğun portakallı krema ve portakallı muhallebi . Sonucunda iki farklı tadın birleşimi ile çok hoş lezzeti olan bir puding elde ediyorsunuz. İsterseniz portakallı kremayı tart dolgusu olarak da rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Peki bu makaronların tarifle ne ilgisi var. 2 gün önce, bir tarifden arta kalan yumurta beyazlarından fındıklı makaronlar yapmıştım ama içlerine henüz krema koyamamıştım. Pudingi yetiştiremeseydim portakal esanslı bir krema hazırlayıp bu tarif ile katılacaktım.Ama hem pudingi yetiştirdim hemde 2 kaşık portakal kreması ile çırpılmış 1 bardak kremayı birleştirip iç krema hazırlayıp makaronların aralarına sürdüm. İnanılmaz hafif ve lezzetli oldular. Makaronların tarifinide bir ara fırsat bulduğumda inşallah yazacağım.


Portakal kremalı Puding

Portakallı Muhallebi

  • 1 yemek kaşığı mısır nişastası
  • 1/4 su bardağı şeker
  • 1/2 su bardağı süt
  • 1/2 su bardağı sıvı krema
  • 2 yemek kaşığı portakal suyu
  • 1tatlı kaşığı tereyağ
Ufak bir sos tenceresinde nişasta, şeker, süt ve kremayı pişirin. Kaynamaya başlayıp hafif ağrlaştığında ocaktan indirip içine portakal suyunu ve tereyağı katıp karıştırın. Bir kaba aktarın ve buz dolu ayrı bir kabın içerisine koyup soğutup üzerini folyo ile kapatıp dolaba kaldırın.

Portakallı Krema (orange curd)

1/2 yemek kaşığı portakal kabuğu rendesi
1/4 su bardağı portakal suyu
1/4 su bardağı şeker
3 yumurta sarısı
2 yemek kaşığ tereyağ

Tüm malzemeleri bir sos tenceresinde pişirin. Süzgeçten geçirin ve üzerini folyo ile sarıp dolaba kaldırın.

Pudingin hazırlanması

Bir kabın içerisinde bir miktar muhallebi koyun , üzerine portakallı kremayı gezdirin. Tekrar muhallebi koyun ve tekrar krema gezdirin (resimdeki gibi) .
Veya kabın içerisine muhallebiyi koyun ve ortasına bir miktar portakal kreması koyup servis yapın.


Yazının devamı...
15 Ocak 2009

Marmelatlı Çörekler - Ponçik  

8 Yorum var

Eski çalıştığım işyerinde bulgaristan göçmeni çok tatlı bir çaycı teyzemiz vardı. Bana çay getirmeye geldiğinde beraber oturup bol bol laflardık. Çok da hamaratlıydı. Ayrılmadan önce bana sevdiği 1-2 tarifini yazdırmıştı. İşte o tariflerden biride bu güzel ponçikler. Nezile ablacım bu çöreklere kiflicki diyordu. Ayrıca krosan şeklinde yapıldığını söylemişti. Ama ben pastahanelerde yediğim içinde reçel olan ponçiklere benzediği için ponçik diyorum. Aslında çok uzun zaman önce yapmıştım fakat yayınlamaya bir türlü fırsat bulamamıştım. Yeşil Kivi Seçil'in mayalı etkinliğini görünce tam zamanıdır dedim ve işte güzel ponçikler.

3-5 komşu ailenin katıldığı bir piknik düzenlenmişti ve bende bu tarifi yapıp gütürmüştüm. İyikide öyle yapmışım çünkü bu ölçüler ile 2 kişinin yiyebileceğinden çok çok fazla ponçiğimiz olmuştu. Park evimizin 2 sokak aşağısında olduğu için bu güzel ponçikleride fırından çıkar çıkmaz götürmüştüm. Yumuşacık içlerinden marmelat çıkan bu minik puflar günün lezzeti oldu diyebilirim. Genelde mayalı hamurlar ilk gün yendiğinde lezzetli oluyor. Çok çabuk bayatladıkları için bende az miktarda yapmayı tercih ediyorum. Eğer denemek isterseniz ve kalabalık bir aile değilseniz yarım ölçü yapmanızı tavsiye ederim.

Hamur Malzemeleri
3 yumurta
750 ml süt
1 pk kibrik kutusu büyüklüğünde yaş maya veya 2 tatlı kaşığı kuru maya
1.5 su bardağı şeker
1 su bardağı sıvı yağ
1 adet limon kabuğu rendesi ve suyu
1 pk. vanilya
Aldığı kadar un
İçine : Çilek veya farklı bir marmelat

Yapılışı

Kullandığınız maya, yaş maya ise ılık su içinde biraz şeker ile mayanın kabarmasını sağlayın, kuru maya ise tüm malzemelerin içine direk katarak kullanabilirsiniz. Tüm malzemeleri karıştırıp yumuşak hafif ele yapışan bir hamur hazırlayın. Fazla un koymayın. Hamur 2 katına çıkana kadar yaklaşık 30 dk mayalandırın. Uzun üçgen şekilde kesip geniş kenarına marmelat koyup sigara böreği gibi sarın. Tekrar mayalanması için 30 dk. daha bekleyin ve önceden ısıtılmış 180C (350F) fırında pişirin. Fırından çıktıklarında üzerlerine pudra şekeri serpin.

Afiyet olsun










Yazının devamı...
06 Ocak 2009

Makaron  

2 Yorum var

Uzun zamandır makaron yapmayı istiyordum ama bir türlü deneme cesaretini gösteremiyordum. Sonunda elimde bol miktarda yumurta akı olunca denemek farz oldu. Takip ettiğim bir çok blogda makaron denemeleri var. Nasıl yapılır, neye dikkat etmek gerekir detaylarıyla anlatılmış. Bazı detaylar beni bu güzel lezzetleri yapmaktan yıldırıp uzaklaştırdı. Sonunda bir cesaret dedim ve işte benim makaronlar. Eteklerimiz fena değil dimi...

Makaron yaparken bloglarda söylenen çok ince detayları ben uygulamadım. Sonuç ise bence çok da farklı olmadı. Detaylar ile boğuşmadan sadece 1-2 püf noktasına dikkat etmekde fayda var. Bir makaron uzmanı değilim , sadece deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istedim.

  • Kullanılan yumurta beyazını mutlaka 24 saat dışarda bırakıyorum. 48 saat bekletecekseniz mutlaka dolaba kaldırın.
  • Ben badem unu ve pudraşekerini sadece birbiri ile karışsın diye 1 kere elekten geçiriyorum. Ama elekte kalanları da karışıma ilave ediyorum. Sadece çok iri parça bademler kalıyorsa tekrar rondoda çekip , ilave ediyorum.
  • Yumurta beyazı dahil diğer tüm malzemeleri mutlaka gr. olarak tartarak kullanıyorum.
  • Yumurta akı ile şekeri çırparken kıvamın akıcı ama sert olmasına dikkat ediyorum.Magma kıvamı diye tabir ediliyor.
  • Fırın ısısını kendi fırınınıza göre mutlaka deneyerek ayarlayın. Benim fırınımda 150C (300F) eteklenme başladı. Fırın ayarını az tutarsanız süeyi 10 dk. Fırın ayarını yükseltirseniz pişme süresini indirmeniz gerekir.
  • Piştikten sonra hafif soğumasını bekleyip hemen kağıttan makaronları yavaşça sıyırmalısınız. Ben yağsız kağıt yerine silikon (silpat) kullanıyorum ve çok daha kolay oluyor.
  • Makaronları aralarına krema koymadan 1-2 gün dolapta 2-3 hafta buzlukda saklayabilirsiniz.

Nice senelere



Yazının devamı...

linkwithin

Related Posts with Thumbnails