24 Mart 2010

Bu kadarı biraz fazla değilmi !  

23 Yorum var

Gerçekten özentinin biraz ötesine mi geçmişiz de benim haberim yok ! Hani kendimizi geliştiriyoruz, Avrupa standartlarına ulaşmaya çalışıyoruz dedik ama buda bana biraz fazla geldi. Biraz canım cıkıldı ve oturdum gece yarısı belkide yazmamam gereken bu yazıyı yazıyorum. Hani belki benim severek seyrettiğim NTV'de yayınlanan Tadı Damağımda programını izleyenler vardır da programda tanıtımı yapılan FOL isimli hamburgerleri ile ünlü cafenin sahibi hanımefendinin bir hamburgerin içerisinde "Avakado, Blue cheese ve Bacon isli sosla" olduğunu söylemediğini yada yanlış anladığımı söyler de biraz rahatlarım diye umud ediyorum. Bacon yazdım ama Bekın olarak okunuyor. Yani türkçesi DOMUZ PASTIRMASI. Vedat Milor , düzeltmeye çalışıp Jambon dedi ama lütfen söyleyin henüz bu kadar özenti olmadık dimi sadece bu bayan Amerika'da okumuş o yüzden ağız alışkanlığıdır deyin.

Kendi memleketimde bir televizyon programında belki anlamını dahi bilmeyen izleyicilerin önünde, cafede satılan bir hamburger çeşidinin içerisine domuz pastırması yerine "tütsülenmiş bekin " koyuyoruz demeyi neden tercih ettiğini bu bayana sormak isterdim. Orası Amerika'mı yoksa Türkiye'mi. Bacon nedir bilen zaten biliyor , ona göre yiyor ve kimse kimsenin ne yediğine de karışamaz. AMA ya bu malzemenin ne olduğunu gerçekten bilmeyen ve kesinlikle yemek istemeyenler ne yapacaklar. Bu programı seyreden belki benim annem -ki hamburgeri çok sever, belki yeğenimde olabilir ve özenip gidip bilmeden bu abartılarak anlatılan hamburgeri yiyebilir de. Neden, böyle birşeye izin verildiğini hala anlayabilmiş değilim ve sanırım anlayabileceğimide sanmıyorum. Sözün kısası bence bu kadar güzel ve kaliteli bir programa hiç yakışmayacak bir konuk olmuş FOL.


Yazının devamı...
20 Mart 2010

Çavdar Unlu İsveç Kurabiyeleri  

10 Yorum var

Önümüzdeki günlerde bol çikolatalı ve kalorili tarifler yapılmak için sıralarını beklerken onlardan önce gayet lezzetli ama daha az kalorili bu kurabiyeler zaman aşımına uğramadan yerlerini alsınlar istedim. Uzun bir zaman önce yaptığım yulaflı kurabiyelerim zamanında tarifini yazmadığım için unutulup gitmişti. Tekrar yapmak için ise uzun bir sıra beklemeleri gerekiyor. Bu güzellerinde başına bu felaket gelmeden önce yazıp rahatlayayım bari ...

Çavdar ununu ekmek yapmak dışında genelde pek kullanmazdım. İlk defa bir kurabiye tarifinde kullanıyorum ve keşke daha öncede aklıma gelseymiş. Bu kurabiyelerde aslında babam'ın sayesinde O'na uçak yolculuğunda eşlik edilsinler diye yapıldılar. Yoksa diğer bekleyen kurabiye listesinin arasında pek şansları olmayacaktı. Beklediğimden lezzetli ve bence çok başarılı bir kurabiye oldular. Hatta yarısını ben ve minik kızım tükettik desem abartmiş olmam . Aman ne hafif olmuş hemde çavdarlı deyip gidip gelip ağzıma attım ehh birazda abarttım. Hadi şimdi sıra sizde. Hele de yanında güzel bir kahve ohh değmeyin keyfine...

Tuz Biber dergiside bu ay kurabiye etkinliği düzenlemiş , kabul ederlerse bizde bu güzellerde konuk olalım...


Malzemeler

  • 1 bardak çavdar unu
  • 1 bardak Un
  • 1/2 tatlı kaşığı deniz tuzu veya normal tuz
  • 113 gr krem peyniri
  • 113 gr tereyağ
  • 1/2 bardak şeker
Pudra şekeri (üzeri için)

Hazırlanışı

2 adet tepsiyi yağlı kağıt ile kaplayın. .
Bir kabın içerisine unları ve tuzu koyun. Ayrı bir kabın içerisinde de krem peyniri mixer ile çırpın ardından yapı ekleyip krema haline gelene kadar çırpmaya devam edin. Şekeri de ekleyip hepsinin iyice karışmasını sağlayın.

Un karışımını yağlı karışıma ekleyin ve sadece hepsi tamamen birbirine karışana kadar karıştırın ve hamuru unlu tezgahın üzerine alın. 1-2 sefer yoğurun ve top şekline getirip şeffaf folyo kağıdına serin. Kesinlikle fazla un koymayın yeterli geliyor. Hamuru sertleşmesi için dolaba kaldırın.

Fırını 175C (350F) ısıtın. Hamurunuz oklava ile açılacak sertliğe geldiğinde unlu tezgah üzerine alıp 1.5cm kalınlığında açın ve kurabiye kalıpları ile kesip hazırlanmış tepsiye dizin. Ben 2 şeffaf folyo arasında açıyorum hem daha kolay hemde fazladan un kullanmamış oluyorum. İsterseniz kurabiyelerin üzerine iri taneli şekerleriniz varsa hafifçe serpebilirsiniz.

10 veya 15 dk pişirin. Pişirme süresi her fırına göre değişir buyüzden fazla pişirmemeye dikkat edin yoksa çok kuru ve sert olurlar. Sadece altlarını hafifçe altın rengine dönüşmesine kadar pişirin. Hafifçe soğumasını bekleyin ve az pudra şekeri serpin.

Afiyet olsun arkadaşlar...





Yazının devamı...
16 Mart 2010

Bir Dilim Lezzetler Etkinlik Tarifleri  

13 Yorum var

Eveet bu ayki Yaman etkinliklerin evsahibi bendim ve zaman çabucak geçmiş ve tarifleri yayınlama vakti gelmiş bile. Etkinligime katılıp birbirinden güzel tariflerini gönderen tüm arkadaşlarıma tek tek teşekkür ederim. Tariflere ulasmak icin tarif isimlerine tıklayarak arkadaşlarımın bloglarını ziyaret edebilir tariflerini alabilirsiniz. Bir sonraki Yaman Etkinliklerde görüşmek üzere....

İlk ziyaret edeceğimiz blogumuz Sevimli mutfak. Sevim bizi bu guzel Minik ekler pastaciklari ile ağırlıyor. İnsanin bir oturusta hepsini yiyesi geliyor dimi.
.

Beylikdüzü, Azumutfakta'dan Ümmü Abdullah ise Tek kisilik Aglayan Pasta ile bizi ağırlıyor. Yalnız Ümmü diyet yapan arkadaşların bu pastadan uzak durmasını tavsiye ediyor ama kim karşı gelebilir ki bu lezzete..
Sevgili Muhterem nekadar güzel bir görüntü bu. İrmik tatlısının aynı truffle gibi sunulmuş halini hiç görmemiştim. İrmikli Bonbonlar çok şirin olmuşlar.


İzmir'deyiz ve mandalin çıkmazında bizi tam bir lokmalık nefis Elmalı mini tartlar ile sevgili Yıldız karşılıyor.

Şimdi Ankara'dayız ve Sevgili Necla'nın son derece ilginc isimli Tranches a la Tsigane (Pasta Dilimi Zigan) pastası ile birlikte blogunun birinci yılını kutluyoruz. Nice senelere Narince...


Almanya' ya Petunyalara gidiyoruz. Sevgili Filiz bize yengesinin tarifi Yengem Revanisi ni yapıp hemen sıcağı sıcağına göndermiş. Üzerindeki minik kelebekler nekadar şirinler dimi.. Tesekkurler Filiz'in yengesi sagol varol ;)


Sevgili Casminella hep yapmak istedigim ama birtürlü fırsatını bulamadığım cikolata keselerinden , bir kase lezzet yapıp göndermis bize. Ellerine saglik cok şık bir sunum.

Yine Almanya'da bahar çiçeğindeyiz. Sevgili Öznur visneli cikolatali muffin ve minik gülleri ile bize sanki baharın gelişini müjdeliyor. Bir kekin icinde hem visne hemde çikolata varsa tadına da doyum olmaz.
Bir dilim bir tutam'dan Sevgili Serap asla hayır diyemeyeceğim cikolata dilimleri ile bizimle. Serap kesinlikle haklısın cikolataya kırmızı biber cok yakışıyor.
Bir demlik sohbetten Sevil'de ekler pasta tarifi ile aramızda. Tesekkurler Sevil inanilmaz guzel gorunuyorlar.


Beyaz hanımeli'nde şimdi bizi sevgili adaşım Alev ve Türkan karşılıyor. Tek lokmalık çikolatalı kekler yapıp göndermişler. Yummy...

Rumma 'da bize muhteşem görüntüsü ile Kokostar keklerinin tarifini göndermiş.


Yine Almanya'dayız ve sevgili Eya's Cookies'den Zehra yine beni etkinliğimde yalnız bırakmayıp ayağının tozuyla hemen bu güzel brownileri yapıp göndermiş.

Belçika, Chaplin Cafe'deyiz. Sevgili Burcu rejimde olduğu halde bize kendi tabiriyle şipşak bu güzel petit four'ları yapıp göndermiş. Aniden gelen misafirler için güzel bir fikir değilmi.


Belcika'dan taaaa Medine'ye sevgili Aynur'a konuk oluyoruz.


Benimde çok sevdiğim mozaik pastası ile bizi ağırladığı için tesekkur edip lezzet yolculugumuzun son durağı benim evime geliyoruz. Bende etkinliğe Frambuazlı makaronlarım ve minik tadımlık peykeklerim ile katıldım umarım beğernmişsinizdir.

Şimdi sıramı Narince bloguna, sevgili Necla'ya devir edip herkese sevgilerimi gönderiyorum.



Yazının devamı...
15 Mart 2010

Bir dilim lezzetler : Frambuazlı Makaronlar  

4 Yorum var

Petit four denilince şimdilerde aklıma ilk sırada hemen makaronlar geliyor. Bu güzellikleri çok geç farkettim ve arayı kapatmak için şimdi çalışmalara devam ediyorum :) İlk defa çok severek takip ettiğim ingilizce bir blog olan Tartelet'in blogunda rastlamıştım bu güzelliklere. Kısa zamanda bir çok blogda detaylı anlatımlarıyla çeşit çeşit makaronlar yapılmaya başlamıştı ama ben bloğumda bu güzellere pek yer vermemişti. Ama neye hayıflanıyorum biliyormusunuz. Yıllar önce Paris'e gitmiştim ama ozamanlar, Pierre Herme kimdir makaron nedir pek bir bilgim yoktu. Ahh şimdi Paris'de olmak vardı ya, herhalde ilk durağım burası olurdu. Kısmet belki birgün tekrar yolum düşerse.... kimbilir...

Makaron için en önemli kural min 24 saat yada ideali 48 saat dışarıda beklemiş yumurta akı kullanmak. Daha eski daha bile güzel oluyor desem. Peki neden.. Çünkü içindeki suyun buharlanmasını sağlamak. Ama beklemiş yumurta akınız yokmu.. Peki ozaman yumurta aklarını 5 sn. mikro dalgaya koyun. İşte size beklemiş yumurta özelliği...

Makaronlar


90 gr yumurta beyazı (yaklaşık 3 büyük boy)
30 gr şeker
200 gr pudra şekeri
110 gr badem unu

1-Öncelikle fırınınızı 150C (300F) ısıtın.
2-Badem unu ve pudra şekerini mutfak robotunda birlikte çekin ve iyice inceltin.
3-Fırın tepsisine yağlı kağıt serin.
4-Yumurta aklarını mixerde köpürtün ve yavaş yavaş şekeri katın. Yumurta akları parlak beyaz olana kadar çırpın. Kesinlikle katı bir kıvamda olmamalı . Mixerin ucunu kaldırdığınızda ucundaki yumurta akı hafifçe aşağı doğru inmiş aynı kuş gagası gibi görünmeli. Dik duruyorsa fazla çırpılmış demektir. Bu durumda eteklenme olmaz.
5-Bir spatula yardımıyla birkaç seferde badem unu karışımını yumurta akına yavaş yavaş yedirerek ekleyin. Önemli nokta , karıştırırken yumurta akını formunu söndürmeden karıştırmaya çalışın aynı sünger kek (angel cake) yapar gibi. Sonuçta hafif akıcı bir hamurunuz olucak. Bu aşamadayken renklendirmek için gıda toz boyası ekleyebilirsiniz.
6- Hamurunuzu sıkma torbasına koyup ufak yuvarlak ucla (wilton 2") tepsiye 3-4 cm genişliğinde yuvarlaklar sıkın.
7- Eğer dairelerin içinde hava kabarcıkları oluşmuşşsa tepsiyi hızla bir şekilde masaya birkaç sefer vurabilirsiniz. Bu hava kabarcıklarını yok edecektir.
8- makaronların üzeri kuruyana kadar 20-30 dk. dışarıda bekletin.
9-Önceden ısınmış fırında yaklaşık 15-18 dk. pişirin.
10-Fırından çıkınca biraz bekleyin ve kağıttan kolaylıkla çıkıyorsa hemen soğutma teline aktarın. Kesinlikle makaronları tepside bırakmayın yoksa yumuşarlar.
11-Soğuduklarında aralarına çikolata ganaj veya sevdiğiniz bir krema koyabilirsiniz.

Frambuazlı krema


1/2 bardak (100gr) şeker
2 büyük yumurta beyazı
170gr oda ısısında tuzsuz tereyağ
1 yemek kaşığı vanilya
frambuaz püresi

Şekeri ve yumurta aklarını bir kaba koyun benmari usulü sıcak su dolu bir kabın üzerinde şeker eriyene kadar karıştırın.
Karışımı mixerde parlak katı kıvamda kar beyazı olana kadar çırpın. Ardından parça parça yağı ekleyin ve krema kıvamına gelene kadar karıştırın. Karıştırma esnasında krema sanki ayrılıyormus yada bozuluyormuş gibi görünebilir. Çırpmaya katı kıvamlı bir krema olana kadar devam edin.Ardından istediğiniz oranda frambuaz püresi ekleyip yine çırpın.
Hemen kullanmak istemiyorsanız buzlukta 1 ay kadar saklayabilirsiniz.

Afiyetler olsun.




Yazının devamı...
09 Mart 2010

Kestane Kremalı Çikolatalı Kek  

11 Yorum var




Sıcağı sıcağına bir Rose Levy Beranbaum kek tarifine nedersiniz. Ama yeni kitabında böyle bir görüntü ve isim ile karşılaşmayı bekliyorsanız yanıldınız. Şimdi ne alaka diyebilirsiniz. Bu tasarım tamamen evde kalan krema ve kekin değerlendirilmesi sonucunda ortaya çıkmış bir pastadır. Rose'a ait olan tek tarif ise çikolatalı kek.

Uzun zamandır yabancı ismi ile Mont Blanc yani kestane kremalı keki yapmayı istiyordum ama kestane kremasını bulamadığım için bir türlü fırsat bulamamıştım. Geçen haftasonu evimizde küçük bir kutlama yaptık ve Rose'un çikolatalı keki ile kremalı bir pasta yaptım. Elime makinayı aldım ama çekmeye fırsatım olmadan misafirler geldi ve fotoğraf çekimi tamamen unutulup gitti. Ben bu işi hep yapıyorum. Kızımın doğum gününde de yaptıklarımı güya çekip sayfamda yayınlayacaktım ama unuttum gitti. Neyse oldu artık.

Aslında planım tariflere Rose'un farklı bir keki ile başlamaktı. Ama hazır yapılmış bir kek varken hemde gayet lezzetli iken ne zararı olur ki paylaşmanın...
Parti sonrasında geriye yaklaşık bir bardak yağlı krema (buttercream),kestaneli ganaj ve küçük boy çikolatalı kek kalınca aklıma uzun zamandır aklımda olan bu keki yapmak geldi. Keki yuvarlak orta büyüklükteki kurabiye kalıbı ile kestim. Hazır kremanın içine yaklaşık 2 kaşık hazır kestane püresi ekleyip iyice krema kıvamına gelene kadar karıştırdım. Kekin ortasına yuvarlak top haline getirdiğim kestaneli ganajı koydum. Kekin üzerini kestaneli krema ile kapladım. Sonuç mu? Sizce ! :)

Gelelim çikolatalı kekimizin tarifine. Eminim benim de olduğu gibi herkesin kremalı pastalarında kullandığı klasik bir çikolatalı tarifi vardır. Ben genelde Dorie Greenspan keklerini kullanırdım. Ama bu tarif ile artık fikrimi değiştirdim. Daha iyi bir tarif bulana kadar çikolatalı klasik kekim artık bu olucak. Gerçekten inanılmaz hafif, yoğun çikolata lezzetinde bir kek. Peki çikolatalı kek ama içinde değil tadında çikolata var desem..


Çikolatalı Kek Tarifi
(Rose's Heavenly Cakes kitabindan uyarlanmistir)

Malzemeler

1/2 bardak Kakao (unsweetened cocoa powder)
1/2 bardak sıcak su
2 yumurta (oda ısısında)
3 yemek kaşığı Su
1.5 çay kaşığı vanilya
1 + 1/3 bardak Un
1 bardak şeker
2 tatlı kaşığı kabartma tozu
yarım çay kaşığı tuz
113 gr. tereyağ
2 yemek kaşığı sıvıyağ

Hazırlanışı
Fırını 175C derecede ısıtın.
1- Bir kabın içinde kakao ve sıcak suyu akışkan bir kıvama gelene kadar iyice karıştırın. Şeffaf folyo ile ağzını kapatıp soğuyana kadar yaklaşık yarım saat bekletin.
2- Ufak bir kabın içinde yumurta ve 3 yemek kaşığı suyu ve eğer sıvı vanilya kullanıyorsanız vanilyayı karıştırın.
3- Unöşekerökabartma tozu ve tuzu mixer ile 30 sn. karıştırın.Oda ısısındaki tereyağı, sıvıyağı ve kakaolu karışımı kuru malzemeler karışına kadar düşük hızda karıştırın.Sonra orta hızda 1.5 dk. daha karıştırın. Yumurtalı karışımıda 2 seferde karıştırarak ekleyin.
4- Minimum 20 dk. önceden ısıtılmış fırında yaklaşık 30-40 dk. pişirin. Pişirme süresi fırına göre değişecektir.





Yazının devamı...
02 Mart 2010

Hangisini seçsem acaba  

16 Yorum var

Tam bir kitap delisi oldum ama bu bildiginiz roman tarzi kitaplar degil. Yemek kitaplari delisi. Bir kitap klubune uye olarak basladi bu cilginlik. Bu sayede begendigim kitaplari nerdeyse yari fiyatina almaya baslayinca arkasi geldi. Ama artik uzun birsure kitap almamaya kendi kendime soz verdim. Bakalim bu sozumu nekadar tutabilecegim. Simdi kitaplarimin arasindan heray birini secip o ay icerisinde yapabildigim kadar tarifi denemek istiyorum. Fakat henüz hanginden baslayacagima karar veremedim.

Hem tatlı hem tuzlu turta, pay ve milföy tariflerinin olduğu ünlü şef Michel Roux' un son kitabımı



yoksa Rose Levy Beranbaum 'un yeni çıkan kek kitabımı...

Seçim konusunda bana yardımcı olmak isterseniz , yorumlar kısmına seçiminizi yazmanız yeterli. Bakalım hangi kitapta karar kılacağım.

Sevgiyle kalın...




Yazının devamı...

linkwithin

Related Posts with Thumbnails