25 Eylül 2007

Karnıbahar Böreği  

5 Yorum var



Bir çok derde deva protein ve C vitamini deposu olan Karnıbaharın bir tek kıymalı yemeğini sevemedim. Ama fırında yapıldığında yada yumurtaya bulanıp kızartıldığında yanında yoğurt ile harika oluyor. Bizim evde karnıbahar fırında pişer. Buyüzden hep aynı yemek olmasın diye herseferinde değişik malzemelerle hazırlıyorum. Daha önceki yazılarımdan birinde de Fırında karnıbahar tarifini vermiştim. Bu seferki ise biraz daha değişik. Daha yogun bir kıvamda ama bir okadarda lezzetli bir börek tadında. Arzu ederseniz dometes sosu hazırlayıp üzerine dökebilirsiniz. Yada benim yaptığım gibi sarı kabakları sırayla dizip aralarına kaşar rendesi serpebilirsiniz.

Afiyet olsun.


Malzemeler

  • 1 adet karnıbahar

  • 1 çay kaşığı kabartma tozu

  • 2 adet yumurta

  • 1 su bardağı süt

  • 4 yemek kaşığı un

  • 1 bardak kaşar rendesi

  • 1 yemek kaşığı sıvıyağ

  • 1 çay kaşığı lezzet tuzu

Hazırlanışı

  • Karnıbaharları 3 dk. düdüklü tencerede haşlayın ve küçük çiçekler halinde ayırın.

  • Yumurtaları ve unu birlikte çırparak karıştırın. Azar azar sütü ilave edin. Sıvı yağ ve lezzet tuzunu ekleyin.

  • Haşlanan karnıbaharları yumurtalı karışımın içine aktarıp karıştırın.

  • Fırın tepsisini yağlayıp hafifce un serpin ve karışımı dökün.

  • Üzerine kaşar rendesi serpip 350C fırında pişirin.


Yazının devamı...
20 Eylül 2007

Sütlü Pirinç Tatlısı  

10 Yorum var

Evlenmeden önce hiç mutfağın yolunu bilmeyen ben, şimdi yeni keşifler için fırsat bulduğum her an mutfağa giriyorum. Tabii bu durumdan eşim gayet memnun :) Aslında bende gayet memnunum. Yemek kitaplarını karıştırmak, yemek bloglarını takip etmek hatta doğaçlama yeni lezzetler yaratmak inanılmaz zevkli gelmeye başladı. Hele bu yemek etkinlikleri muhteşem oluyor.

İşte yine bir yemek etkinliği ve bu seferki konu "Ramazan". Ramazan ayında bundan daha güzel bir konu seçilemezdi sanırım . Ev sahibimiz Süheyla'ya buradan teşekkürlerimi gönderiyorum.

Pirinç tatlısı hafif sütlü bir tatlı. Yumurtalı, yoğun kremalı (custard) , yani, krem karamele benzeyen tatlıları sevenler için bence denemeye değer. Fakat itiraf etmeliyim benim gibi bir çikolata delisi için çok uygun bir tatlı değil. Belkide tatlıların içinde tek sevmediğim tatlı olan krem karamele benzettiğim için olsa gerek :) . Fakat eşim gayet hafif ve lezzetli olduğunu söyleyince bende etkinliğe bu tatlı ile katılmaya karar verdim. Hayırlı Ramazanlar diliyorum herkese...

Malzemeler
  • 4 su bardağı süt
  • 1 su bardağı pirinç
  • 2 çay bardağı şeker
  • 1 çay kaşığı Un
  • 1 çay kaşığı nişasta
  • 2 yumurta
  • 1 çimdik tuz

Şerbeti

  • 1 bardak su
  • 3/4 bardak şeker
  • yarım limon suyu

Hazırlanışı

  • Pirinç bol suda iyice haşlanır ve pürüzsüz hale gelene kadar rondodan geçirilir.
  • Süt kaynatılır. İçerisine şeker, tuz, un, nişasta ve püre haline gelmiş prinç lapası ilave edilir ve kısık ateşte muhallebi kıvamında pişirilir.
  • Ilındığında yumurtalar ilave edilir ve hafif yağlanmış tepsiye dökülür.
  • Önceden ısıtılmış 180C fırında üzeri pembeleşene kadar pişirilir.
  • Şerbeti için su ve şeker kaynatılır. Ocaktan alınıcağına yakın limon suyu eklenir. Soğumaya bırakılır.
  • Fırından çıkan muhallebi iyice ılındığında, soğuk şerbet dökülür.


Yazının devamı...
19 Eylül 2007

Sebzeli Börek  

3 Yorum var


Geçen gün buzluğumu düzenlerken uzun zamandır bekleyen yufkaları gördüm ve artık daha fazla bekletmeden bir börek yapmalı dedim. Burada marketlerde satılan Apollo markalı FILO yufkaydı ve açtığımda büyük bir hüsrana uğradım. Yufka çok ince nerdeyse elimde dağılıp gidiyordu. Zaten bu yufkalar kağıt gibi oluyorlar. Nerde bizim güzelim yufkalarımız. Birde yufka açmayı öğrenebilsem değme artık böreklerin tadına :)

İç malzeme olarak evde ne var diye dolabı karıştırdım ve birer adet patlıcan ve kabak buldum. Bundan harika malzeme olmaz diye işe koyuldum. Yufkalara çok söylenmiştim ama sonuç beklediğimden çok daha güzel oldu. Yufkalar 7 numara ve ince olduğundan börek çıtır çıtır ve çok lezzetli olmuştu. Bende bu tarif mutlaka paylaşılmalı dedim ve resmini çektim. İşte iftarda yenebilecek güzel bir börek alternatifi diyorum. Haydi afiyet olsun.

Malzemeler
  • 1 adet kabak
  • 1 adet patlıcan
  • 1 ufak soğan
  • 1 adet iri domates
  • 7 numara Fılo yufka
  • 1 bardak Süt
  • 1 yumurta,
  • 1/2 bardak zeytinyağ

Hazırlanışı

  • Patlıcanı minik kare kare doğrayıp acısını alması için tuzlu suda biraz bekletin.
  • Soğanları çok ince doğrayıp tavada az yağla pembeleşene kadar kavurun. Ardından patlıcanları ekleyip 2-3 dk. kavurmaya devam edin.
  • Kabağı yine küçük kare halde dilimleyin ve patlıcanlı karışıma ilave edin. Ardından domatesi rendeleyip hepsi yumuşayana kadar pişirin. İstediğiniz ölçüde tuz ve biber atmayı unutmayın.
  • Bir kasede yumurtayı, sütü ve zeytinyağını karıştırın.
  • Bir tepsiye önce bir adet yufkayı koyun. sütlü karışımdan sürüp tekrar 2 kat daha yufka serin. Yufkayı parçalayarak koyabilirsiniz. Daha güzel oluyor. Üzerine patlıcanlı karışımı yayıp tekrar yufka, sütlü karışım, yufka serip istenildiği kadar kalınlıkta böreği hazırlayın. En son üzerine kalan sütlü karışımı döküp 375C fırında yaklaşık 30 dk. pişirin.

Önemli not: Türkiye deki yufkalar daha farklı olduğundan aralara koyacağınız yufka miktarını isteğinize göre belirleyebilirsiniz. Filo yufka çok ince olduğu için ben en az 3-4 adet yufkayı parçalayarak koymuştum.

Afiyet Olsun.


Yazının devamı...
14 Eylül 2007

YE26 # Guacamole  

8 Yorum var


Önceki yazılarımdan birinde meksika yemeği olan "Chili" tarifini vermiştim. Bu yemek ile birlikte Guacamole de yapmıştım ama bir türlü fırsatını bulup tarifini yayınlayamamıştım. Bu ayki yemek etkinligine evsahipligini yapan Cafe Gusto 'aperatifler ve mezeler' olarak konuyu secince ehhh işte tam zamanıdır dedim. Hazır resimde var .. bu seferde bu etkinliğe katılamasam üzülücektim gerçekten. İşte son anda kurtarıcım olan yum yum bir meze tarifi... :)

Guacamole

Meksika mutfağinın en sevilen ve bilinen bir mezesi. Avacado meyvası ile hazırlanıyor ve tortila cipsler ile servis ediliyor. Aslında sadece meze olarak değil yemeklerinde vazgeçilmezi. Chili yemeğinin yanında veya burrito içerisinde de kullanılıyor. Otantik meksika lokantalarında siyah taş bir havanda ezilerek hazırlanıyor. Orjinalinde limon suyu yerine yeşil renkli ve çekirdeksiz "Lime" denilen bir limon türü ve maydanoz yerine yine maydanoza benzeyen fakat daha keskin bir kokusu olan "cilantro" kullanılıyor.


Hımm şimdiden canım çekti. Gerçekten çok değişik bir lezzeti oluyor. Türkiye'de de sanırım artık kolaylıkla Avacado bulunabiliyor.

Gelelim tarifine...


Malzemeler


  • 2 adet kararmış ve hafif yumuşamış Avacado
  • 1/2 limon suyu
  • 1/4 bardak soğan
  • 1/2 Domates
  • 1/2 tatlı kaşığı Kimyon
  • 5-6 sap maydanoz
  • Tuz
  • Acı Tabasco sos (opsiyon)

Hazırlanışı

  • Soğanı ve domatesin çekirdeklerini çıkarıp çok ufak ayrı ayrı doğrayın.

  • Avacadoları ikiye bölüp bıçağı ortasındaki çekirdeğine yatay bir şekilde sertçe vurup saplayın. Bıçağı hafifçe döndürüp çekirdeği çıkarın. Bir kaşık yardımı ile içlerini çıkarın. Çatal ile ezip teker teker soğanı domatesi, ince kıyılmış maydanozu, yarım limon suyu, kimyon, tuz ve acı sosu ekleyip karıştırın. Tuzun ayarını isteğinize göre yapabilirsiniz. Karışımı püre gibi değil , ufak parçalarda olucak şekilde bırakırsanız daha lezzetli olucaktır.
  • Temizlenen avacado kabuklarının içine doldurup mısır cipsi ile servis edin.

Pratik Bilgiler:

  • Avacado meyvası ham haldeyken koyu yeşil renkte ve sert olur. Koyu yeşil veya siyaha dönük, hafif yumuşak olanlar yenilebilecek durumda olanlardır. Siyah renkli ve çok yumuşamış olanları ise artık zamanını yitirmiştir ve tadları bozulmuştur.

  • Avacadoyu yeşil ve ham halde alırsanız kağıt poşetin içine koyup oda ısısında bekletirseniz 2-4 gün içerisinde yenilebilecek yumuşaklığa gelecektir. Hafif yumuşak olanları ise hemen kullanmak istemiyorsanız dolaba kaldırabilirsiniz. Dolapda 2-3 sertliğini koruyacaktır.

  • Limon suyu avacadonun kararmasını önler. Eğer uzun süre buzlukta saklamak isterseniz, Avacadoyu püre haline getirip limon suyu sıkın ve karıştırın. Saklama kapına aktarıp buzluğa kaldırın. Yaklaşık 3-4 ay kullanabilirsiniz.

Afiyet olsun..


Yazının devamı...
06 Eylül 2007

Boston kazan, biz kepçe...  

2 Yorum var

Boston'a taşındığımızdan beri Cuma günleri genelde uzun yürüyüşler yaparak keşif turlarına çıkıyoruz. Haftasonları ise araba ile daha uzak mesafelerdeki sahil kasabalarına gidiyoruz. Aslında denize girmekte hedeflerden biri oluyor ama özellikle kuzey kısımlarda deniz çok soğuk olduğundan ben çoğu zaman sadece güneşlenmekle yetinmek zorunda kalıyorum :)
Kuzeyde sahil boyunca kurulan küçük şehirler upuzun kumsalları minik balıkçı tekneleri ile gerçekten gezip görmeye değer yerler. Özellikle Gloucester ve Rockport en beğendiğimiz yerlerden bazıları.

Gloucester'a girdiğinizde yol boyunca antikacı dükkanları ile karşılaşıyorsunuz. Antikadan pek anlamam ve pek de sevdiğim söylenemez ama bazen inanılmaz değişik şeyler görebiliyorsunuz. Ben antikacı dükkanından kitap almıştım, düşünün artık ne kadar anladığımı :) Çok güzel bir sahili var ama deniz inanılmaz soğuk. Küçük ve sevimli balık lokantalarında taptaze istakoz ve balık yiyebiliyorsunuz. "Causeway" adındaki küçük balık lokantası bizim favori yerimiz oldu bile. Canımız doyasıya balık yemek istediğinde buraya geliyoruz. Boston'dan yaklaşık 1 saat uzaklıkta. Eğer yolunuz düşerde giderseniz istakoz güvecini mutlaka denemelisiniz.

Rockport ise daha çok sanatçıların yerleşik olduğu bir sahil kasabası. Sanatçıları ve festivalleri ile ünlü bir yer. Sevimli dükkanlarda sanatçıların resimlerini satın alabiliyor, hatta bazı dükkanlarda resim derslerine katılabiliyorsunuz. Yazın birçok festivale de ev sahipliği yapıyor.

Şimdilik bukadar. İnşallah gezdiğim diğer yerleride anlatmaya devam edeceğim. Unutmadan başlıkdaki resim MIT Bilgisayar Bölümünün binası. Yamuk yumuk çok komik bir bina :)






Yazının devamı...

linkwithin

Related Posts with Thumbnails