27 Nisan 2010

Doğum gününe özel  

12 Yorum var


Bugün benim doğum günüm. Neşe doluyor insan diye devam etmek geldi içimden şimdi :-)

İnsan belli bir yaştan sonra doğum gününü kutlamak bile istemez ya (aslında bende onlardanım) , nedense bugün tam aksine herkesle üstelik lezzetlimi lezzetli bir turta görüntüsü ile doğum günümü kutlamak istedim. Ayrıca benim gibi bu tarihte doğan herkesin de doğum günü kutlu olsun.       Mutlu Yıllar...

Çok komik oldu biliyorum şaşırdınız...  Ama canım öyle istedi işte. Nede olsa bugün benim doğum günüm canım ne isterse yapabilirim dimi.

Tarifi yakında burada....

Frangipan ve Franbuazli Tart

1 adet tart hamuru -pate Sable  (begendiğiniz bir tar tarifini kullanabilirsiniz)

yarım pk (120gr) yumusak tereyağ
1 bardak badem ezmesi (almond paste)
2 yumurta
1 tatlı kaşığı limon kabuğu rendesi
2 yemek kaşığı un

mıxerde tereyağını crema haline gelene kadar çırpın. Ardından badem ezmesini koyup tekrar çırpın. Yumurtaları tek tek ılave edip çırpmaya devam edin. Unu ve limon kabuğunuda ilave edip son bir kere çırpın. Hazırlanmış tart kalıbına karışımı döküp 150C (350F) üzeri altın sarısı kıvamına gelene kadar pişirin.

Fırından çıkarttıktan sonra biraz soğumasını bekleyin ve franbuazları üzerine dizip şekerli su ile parlaklık verin.


Yazının devamı...
26 Nisan 2010

Tuzlu kurabiyeler  

6 Yorum var


Ne kadar tembel oldum yine bu aralar. Oysa yazılacak o kadar tarif varki hangisinden başlasam karar bile veremiyorum. Bir ara paylaşılacak kadar güzel pek tarifim olmadığı için yazamıyordum peki şimdi bahanem ne TEMBELLİK. Bilgisayarı elime alınca yazı yazmak yerine başka konulara takılıyorum ve bizim tarifler yine arada kaynayıp gidiyor. O kadar çok kek- pasta tarifi yaptım ki geçtiğimiz 2 ay boyunca artık evde rejim rüzgarlarını estirmenin vakti geldi. "Rejim ve ben"  birbirini sevmeyen  ikili. nasıl olucaksa bakalım görecez. Peki neden bu kadar kek-pasta... Cambridge School of Cullinary Arts 'da pastacılık eğitimleri alıyorum desem.  Çok uzun zamandır böyle bir kursa gitmeyi hayal ediyordum , ama fırsat bulamadığım için yerine deli gibi pastacılık kitapları almaya başlamıştım. Sonunda kurslara başladım ve herhafta sonu eve kutularca pastalarda gelmeye başladı , ardından kilolarda...

Kurslarda detaylı resimler çekme fırsatım olmadı ama yapılanların bitmiş hallerinden bazı örnekler çekebildim ve tarifleriyle inşallah önümüzdeki günler sizlerle olacaklar  :-) Ama tatlı tariflerine başlamadan araya bir tuzlu koyalım istedim. Klasik tuzlu kurabiyeler ama ben içine biraz krem peyniri koyuyorum gayet lezzetli oluyor. Umarım sizde beğenirsiniz.

Mahlepli Tuzlu Kurabiye
Malzemeler:

  • 2 çay bardağı sıvıyağ


  • 2 yumurta


  • 1/2 çay bardağı sirke


  • 2 çay kaşığı tuz


  • 50 gr. krem peyniri (yaklasik 1/4 pk)
  • 1 paket kabartma tozu


  • 1 tatlı kaşığı mahlep


  • Aldığı kadar un


  • Çörek otu (üzerine serpmek için)



  • Yapılışı:

  • Fırını 175C (350F) derecede ısıtın.Yumurtalardan birisinin sarısını ayırın.


  • Çörek otu dışındaki diğer tüm malzemeleri karıştırıp yumuşak bir hamur elde edin.


  • Hamuru merdane ile 3-4 mm kalınlığında açıp yuvarlak mini kurabiye kalıbı ile kesin ve yağlı kağıt serili tepsiye dizin.


  • Üzerlerine ayrılan yumurta sarısını sürüp çörekotu serpin.


  • Önceden ısınmış fırında üstleri kızarana kadar pişirin.



  • Afiyetle


    Yazının devamı...
    22 Nisan 2010

    Dünya ve insanlık günü  

    3 Yorum var

    Bugün Dünya Günü (Earth Day). Dünyamızı kaybetme aşamasına geldikten sonra sadece birgün Dünya günü ilan etmek ve bugünü kutlamak herseyi düzeltebilecek mi. 40 yıldır bugün kutlanıyor ve acaba kac kişinin umurunda yada haberi var. Kutlamak yerine sadece 1 gün dahi olsa dünyamızı öldürmeye ara versek belki bir faydası olurdu.Dünyayı kirleten büyük firmalara hatta devletlere karşı ben tek başıma ne yapabilirimki diye düşünmeden ufakda olsa yapabileceğimiz birçok şey var emin olun. İlk aklıma gelen belkide en bilineni plastik şişeler kullanmayın. Geri dönüştürüme önem verin ( siseleri, kağıtları geri dönüşüm kutularına atın)ç En güzel örneklerden biri de ÇEKÜL vakfının sitesinde. Yeni evlenecekler için inanılmaz güzel bir nikah şekeri. Hem alan için hemde veren için unutulmaz bir hediye. Aslında bugün yazmak istediğim konu farklıydı ama herzamaki gibi dayanamadım işte birşeyler yazmak istedim bugün için.

    Esas yazmak istediğim konu ise yediğimiz yiyecekler hakkında. Dün akşam lokal bir kanalda yayınlanan Food Inc. belgesel filmini izledim. Keşke izlemeseydim. Gece hiç uyuyamadım desem. Sağlıklı diye düşündüğümüz bir çok ürünün genleri ile oynandığı, yediğimiz etlerin, tavukların, yumurtaların, hatta çocuklarımıza içirdiğimiz sütün nekadar tehlikeli olabileceğini öğrenmek. İnanın bu filmi seyretmenizi önermek için kararsız kaldım. İzleyin istiyorum çünkü hem evlatlarınız hemde kendi sağlığınız için belki birşeyleri değiştirmeye başlayabilirsiniz. Ama bu filmi izledikten sonra markete gidip eskisi gibi alışveriş yapabilirmisiniz emin değilim. Hatta gönül rahatlığıyla çocuklarınıza tekrar hamburger yedirebilirmisiniz bilmiyorum. Filmde büyük firmaların insan hayatını nasıl etkilediğini, devletin bu konuda hiçbirşey yapamadığını açıkça görebilirsiniz. Ama bir gerçekte az gelirli bir aile iseniz sağlıklı ürünler alabilme imkanınızın nekadar az olduğu. Özellikle Amerika'da $1 'a hamburger alabiliyorken sadece organik 1 adet domates veya armut alabiliyorsunuz. Bu şekilde insanlar nasıl sağlıklı beslenebilir ki. Filmin sonunda bazı tavsiyeler yazmışlardı , eğer yapabilirseniz;

    • Coca cola gibi bol şeker içeren içecekleri az tüketin,
    • sağlıklı olduğuna inandığınız lokal çiftliklerden alın,
    • Sebze ve meyveleri mevsiminde alın,
    • organik ürünleri tercih edin,
    • Haftada bir günü et yenilmeyen gün ilan edin,
    • aldığınız ürünlerin MUTLAKA içindekiler etiketini okuyun,
    • Fast food yerine evinizde yemek pişirin,
    • Sebzelerinizi küçük bile olsa kendi bahçenizde yetiştirin ( büyük saksılarda balkonda rahatlıkla domates, patlıcan gibi sebzeler yetiştirebilirsiniz. )

    Tek dileğim Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) içeren ürünlerlerin tamamen ortadan kaldırılıp doğal ürünlerin yetiştirildiği ve yenilebildiği temiz, ve yemyeşil bir dünyada evlatlarımızın yaşaması.


    Yazının devamı...
    16 Nisan 2010

    Whoopieeee  

    6 Yorum var

    Geçen hafta en yakın arkadaşım bana çok güzel bir süpriz yapıp 22 aylık minik kızınıda alıp bizi ziyarete geldi. Şansımıza havalarda çok güzeldi de biraz dolaşabildik. Ama zaman dediğin nedirki işte çabucak 10 gün geçip gitti bile. Görmeliydiniz, evimiz 3 minik prenses ile herzamankinden biraz daha şendi. Yemek savaşları, oyuncak savaşları derken gayet eğlenceli bir okadar cıvıltılı çok güzel günlerdi. Ne çok özlemişim arkadaşım seni iyiki geldin.

    Sağlık problemi, misafirler derken farkına varmadan arayı yine uzatmışım. Rose 'un tariflerine ancak zaman geldi. Ama sakin bu acele ile cekilmis kotu resme aldanmayin gercekten denemeye deger bir tarif.
    Whoopie Pie ' in , türkçesi nedir bilmiyorum ama burada çok popüler. Bende daha önce hiç yememiştim ve ilk defa denedim. Nasıl bişimi , iki ufak yuvarlak çikolatalı kek arasında rüya gibi marshmallow kremayi yedikten sonra whoopieeee diye bagirmak geldi icimden  desem...

    Whoopie Pie
    (Rose Heavenly Cake kitabından uyarlanmıştır. )

    40 gr . Bitter çikolata
    120 gr  kahverengi şeker (1/2 ölçü kabı)
    1 büyük yumurta
    2 yemek kaşığı sıvıyağ
    2 yemek kaşığı tereyağ
    125 gr Un (1 ölçü kabı)
    18 grç kakao  (3 yemek kaşığı + 2 tatlı kaşığı)
    1/2 tatlı kaşığı kabartma tozu
    1/2 tatlı kaşığı karbonat
    1/2 tatlı kaşığı tuz
    121 gr buttermilk  (1/2 sıvı ölçü kabı)

    Fırını 200C (400F) önceden ısıtın. Benmari usulu (sıcak su dolu bir kabın uzerinde suya değmeyen bir kabın içerisinde eritme yöntemi) çikolatayı eritin. Soğuması için bekletin.

    Mixerde şeker, yumurta ve yağları yaklaşık 5 dk. çırpın ve çikolatayı ekleyip karıştırın. Kuru malzemeleri birbirleri ile karışması için ayrı bir kaba eleyin. Ardından yumurtalı sıvı karışıma buttermilk ile birlikte 3 seferde ekleyip karıştırın.

    Dondurma kaşığı ile tepsiye 12 adet ufak hamurları aralıklı olarak koyup, yaklaşık 10 dk yada batıracağınız kürdan temiz çıkana kadar pişirin.

    Kremanın tarifi yarına....


    Whoopie Marshmallow Krema

    50 gr. şeker  (1/4 ölçü kabı)
    2 yemek kaşığı mısır şurubu (yoksa bal kullanılabilir sanırım)
    1 yemek kaşığı su
    1 yumurtanın beyazı oda ısısında olmalı
    1/8 tatlı kaşığı tartar krem (cream of tartar) (Türkçesini tam bilmiyorum. Yumurta akının daha iyi kıvam alması için kullanılan beyaz bir toz)
    14 gr. tereyağ
    vanilya

    Hazırlanışı
    Şeker, mısır şurubu ve suyu orta harlı ocakta şeker eriyene ve kaynayana kadar karıştırın. Kaynamaya başlayınca kısık ateşe alın. Şeker termometresi 120C / 250F gösterene kadar kaynamaya bırakın. 
    Ayrı bir kapta yumurta akını el mixeri ile yüksek hızda köpük olana kadar çırpın. Ardından tartar kremi ekleyip kuş gagası dediğimiz kıvama gelene kadar çırpın. Kuş gagası kıvamı, mixerin ucunu kaldırdığınızda yumurta köpüğünün kuş gagası biçiminde dik bir şekilde durmasıdır. 
    Kaynayan şekerli şurubu yumurta köpüğüne mixer ile düşük hızda çırpmaya devam ederek karıştırın. Şurubu kesinlikle hızlı bir şekilde yada tamamen yumurtaya karıştırmamaya dikkat edin.  Yumurta akı soğuyana ve parlak bir renk alana kadar çırpmaya devam edin ardından vanilyayı ekleyin ve 8-10 dk iyice soğuması için merengi dolaba kaldırın. Soğuk ama hala kıvamlı olmalı ısısı 21C (70F) olmalı.

    Kremanın son aşaması

    113 gr tereyağ
    43 gr pudra şekeri (1/4 ölçü kabı + 2 yemek kaşığı)
      
    Tereyağ ve pudra şekeri beyaz krema kıvamına gelene kadar mixerde yüksek hızda iyice çırpılır. Ardından soğuyan merengi ekleyip birbirlerine iyice karışıp krema olana kadar 10 sn. karıştırın. Ardından iki kekin arasına bu güzel kremayı sürüp afiyetle yiyin.








    Yazının devamı...
    03 Nisan 2010

    Blogumun ilk odulu  

    7 Yorum var

    Yine sessizleştim biliyorum ama bu aralar ailemiz nazarlara geldi desem sanırım beni anlayışla karşılarsınız. Ama sessizliği bloguma verilen güzel bir ödülle sona erdirmek güzel oldu. Ne guzel bir duygu bu, zaman harcayıp yarattığınız bir blogun başkaları tarafından da takip edilmesi üstelik beğenilip ödüllendirilmesi.  Benim için bugüne kadar en güzel ödül bloguma bırakılan mesajlar olmuştu ama şimdi yaratıcı bir ödülüm daha oldu. Çok teşekkür ederim sevgili Cintoş.

    Ödülü alınca yerine getirilmesi gereken birkaç güzel kural varmış:

    - Sizi ödüllendirene teşekkür edin,
    - Sizi ödüllendirenin bloguna bağlantı verin,
    - Ödülün logosunu yayınlayın
    - 7 yaratıcı blogcuyu da siz ödüllendirin ve sayfalarına bağlantı verin,
    - Ödüllendirdiklerinizi haberdar edin,
    - Kendiniz hakkında 7 ilginç şey yazın.

    Hakkımda söyleyebileceğim şeyleri seçmek çokda kolay olmadı. İnsan kendisi hakkında ilginç şeyleri pek bilemiyor ...

    1- Çikolata bağımlısı biriyim. Sanırım blogumu takip eden herkes artık bu huyumu bilir.
    2- Yemek kitapları hastasıyım. Zengin bir tatlı kitabı kolleksiyonu oluşturma yolunda emin adımlarla ilerlemekteyim.
    3- Koşmayı hiç sevmem ama koşan insanlara hayran olurum.
    4- Bir tatlı delisiyim ama çay ve kahveyi şekersiz içerim.
    5- Yemek ve tatlı yapma konusunda maceracıyımdır. Yeni şeyler denemeyi severim.
    6- Yön duygum biraz zayıftır beni kendi etrafımda çevirip bırak kaybolurum :)
    7-  2 çocuk annesi olmama rağmen hala salıncakta sallanmaya bayılırım.

    Gelelim bu ödülün bence en zor kısmına yani 7 blog seçmeye. Bu ödüller uzun zamandır dağıtıldığı için severek takip ettiğim tüm bloglar zaten ödüllü. Bu yüzden pek bir seçim yapamıyorum ve bende bu ödülü henüz almamış tüm blog yazarı arkadaşlarıma gönderiyorum.

    İyi haftasonları


    Yazının devamı...

    linkwithin

    Related Posts with Thumbnails